‘Lefkoşa Sahne Sanatları Festivali’ başlıyor – AHMET ALPER AYANA

‘Lefkoşa Sahne Sanatları Festivali’ başlıyor

Hayâlî Sanat Atölyesi tarafından düzenlenen ‘Lefkoşa Sahne Sanatları Festivali’ 1 Kasım Perşembe akşamı başladı. On bir gün sürecek festivalde Alanya Belediye Tiyatrosu’nun altı oyunu yanında, modern dansçı Ziya Azazi’nin performansı ve piyanist Ayşe Deniz Gökçin’nin konseri de dikkat çekiyor.  Tiyatro sanatçısı Ahmet Alper Ayana Hayali Sanat Atölyesi’nin kuruluş öyküsünü ve festivalin tüm detaylarını bizimle paylaştı.

“Murat Atak’la tanıştım Kıbrıs’a tiyatro eğitimi almaya geldim”

2017 yılından bu yana faaliyette buluna Hayâlî Sanat Atölyesi’nin detaylarına geçmeden önce devlet tiyatrolarından aşina olduğumuz genç sanatçı Ahmet Alper’i yakından tanımak istiyorum.

“İstanbul Kadıköy’de doğdum, ortaokul ve lise yıllarım İstanbul’da geçti. Daha sonra üniversite eğitimi için Ankara’ya Hacettepe Üniversitesi’ne gittim, orada Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldım. Tiyatro ile ilk olarak lise yıllarımda ilgilenmeye başladım. Süheyl ve Behzat Uygur kardeşlerin yarattığı tiplemeleri izlerdim. Çok hoşuma giderdi, kuzenimle birlikte bizler de benzer şeyler yapmaya çalışırdık. İlk başta Ankara’da Çağdaş Sanat Merkezi’nde amatör roller aldım,  şan ve dans eğitimi alarak kendimi geliştirdim. Daha sonra devlet tiyatrolarında figüranlık da yaptım. Bu sırada, Türkiye’nin en önemli tiyatrocularından, sanatçılarından Murat Atak’la tanıştım. Trabzon ve Ankara Devlet Tiyatrosunda Müdürlük ve Sanat Yönetmenliği yapmış, kırktan fazla oyunda ve pek çok dizide rol almış bir isim… Ondan çok etkilendim, tiyatroya daha fazla ilgi duymaya başladım. Böylece nerede tiyatro eğitimi alabilirim diye düşünürken 2012 yılında Kıbrıs’a Yakın Doğu Üniversitesi’ne gelmemi sağladı. Burada Sahne Sanatları fakültesinde eğitime başladım. Halen de yüksek lisansıma devam ediyorum, fakültede ders veriyorum. Tiyatro alanında İstanbul’da bile bulamadığımız hocaları, ben Kıbrıs’ta buldum.”

“Tiyatro özünde hayale dair bir şey biz de Hayâlî Sanat ismini aldık”

İki yıldır Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları oyunlarında rol alan ve Yakın Doğu Üniversitesi sahne sanatları fakültesinde dersler veren sanatçı, ayrıca Hayâlî Sanat ismini verdiği özel bir tiyatronun da kurucusu…

“Kıbrıs sanat alanında çok bakir, oysa bu konuda potansiyel çok fazla. İnsanlar çok çağdaş, sanata ilgi de var ama sanat biraz yalnız kalmış gibi. İnsanlar birileri bir şeyleri harekete geçirsin diye bekliyor. Böylece ben de Kıbrıs’ta özel bir tiyatro kurmaya karar verdim. Karagöz ve Hacivat’tın anlatıcısı, hayalciden esinlenerek, Tevfik Aytekin ile birlikte bu özel tiyatroyu 2017 yılında kurduk. Tiyatro zaten özünde hep hayale dair bir şey… Modern tiyatro yapsanız da Karagöz oynatsanız da böyle… Hâyâlî Sanat Atölyesi olarak şuanda devam eden Karagöz ve Hacivat’ın Düğümü isimli oyunumuz var. Bunun yanında 2019 yılı içinde bir çocuk, bir de yetişkin oyunu yapmayı planlıyoruz. Ancak biz birlikte çalışacağımız insanlara emeklerinin karşılığını vermek istiyoruz. Bu nedenle de bu projeleri gerçekleştirmek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.”

“Yaşadığımız yere bir şeyler katmak için çalışıyoruz”

Hayâlî Sanat Atölyesi olarak gerçekleştirmeyi arzuladıkları projeler tiyatrodan ibaret değil… Yaşadıkları toprakların kendilerine sunduklarına karşılık topluma bir şeyler katabilmek onların en büyük hayali…

“Serhat köyde bir ağaçlandırma projemiz var. Bu projeyle Lefkoşa, Girne ve Güzelyurt’un ortasında sayılabilecek, bize gösterilen bir alanda orman yapmak istiyoruz. Tabii bu çok kısa bir sürede gerçekleşecek bir çalışma değil, yıllarımızı alacaktır. Bunun yanında daha kısa dönemde hayata geçecek Lefkoşa’nın girişinde Cumhurbaşkanlığı’na giden köprü ve çevresinin düzenlemesi projemiz var. Bunun için Lefkoşa Türk Belediyesi’nden onay aldık. Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın da çabamızı memnuniyetle karşıladığını duyduk. Bir de kitap projemiz var. Gothic Art and the Renaissance in Cyprus (Kıbrıs’ta Gotik Sanatı ve Rönesans) ismini taşıyor. Bu arkadaşım Tevfik Aytekin’nin projesi. Çevirisine başlandı, 1899 bir Fransız antropolog tarafından yazılan bu kitap Kıbrıs’ta bulunan Fransız Gotik stiline göre inşa edilen binaların, katedrallerin, anıtların izini sürüyor. Tüm bunları yaparken de o dönemde yaşayan çok önemli kraliyet ailelerinin, şövalyelerinin, bu insanların mezarları da burada, tümünün izini sürüyor. Kitabın Mayıs ayında tamamlamayı hedefliyoruz. Bu kitap için de özel bir etkinlik yapacağız. Tüm bunları yapma nedenimiz yaşadığımız Kıbrıs’a bir şeyler katmak, katkıda bulunmak. Biz burada çok şey öğrendik. Burada öğrendiklerimize, burada bize sunulanlara karşılık biz de adaya bir şeyler katmak için çalışıyoruz.”

“Özde insan olmaya karar verdim sloganıyla sahne sanatları festivali”

Tüm bu çabalar yanında Hayâlî Sanat, ‘Özde bir insan olmaya geldim’ sloganıyla Lefkoşa’da bir Sahne Sanatları Festivali gerçekleştiriyor. 1-11 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerle buluşmaya hazırlanan festival gerçekten heyecan verici, seçilen slogansa hayli düşündürücü…

“Aslında bu sloganı festival için birlikte çalıştığım arkadaşım Tevfik Aytekin önerdi. 13. yüz yılda yaşayan halk ozanı Nimri Dede’nin bir şiiri… İkilik kinini içimden atıp/ Özde ben bir insan olmaya geldim/ Taht kuralı ariflerin gönlünde/Sözde ben bir insan olmaya geldim/Serimi meydana koymaya geldim, diye devam eder… Arif Sağ’ın bestelediği güzel de bir türkü.  Öyle sanıyorum günümüzde ayrımcılıktan uzak durarak, en çok ihtiyacımız olan şey insan olmak. Biraz da bu nedenle festival için bu sloganı seçtik. Oyunların içeriklerinde de aslında buna vurgu yaptık.”

“On bir gün sürecek festivalde Alanya Belediye Tiyatrosu’ndan altı oyun”

1 -11 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek festivalde Alanya Belediye Tiyatrosu’nun kalabalık kadrolu beş oyunu sanatseverlerle buluşurken, Mustafa Kemal Oratoryosu ’da Türkiye’nin çok önemli sanatçılarını ayağımıza getiriyor.

“Festival 1 Kasım’da Karmakarışık oyunu ile başlıyor. Aynı gece Dansçı ve Semazen Ziya Azazi Bedesten’de ücretsiz bir sunum ve performans gerçekleştirecek. 2 Kasım tarihinde Devlet Tiyatroları’nın yeni oyunu, benim de rol aldığım Şahane Düğün oyunu var. Bu arada dansçı Ziya Azazi de üç gün boyunca Bedesten’de paneller verecek, eğitim çalışmaları düzenleyecek. 3 Kasım akşamı Haldun Taner’in 1964 yılında yazdığı ünlü eseri, tüm zamanlarda geçerli, harika oyun, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım var… Oyunda çocukluk arkadaşı iki zıt karakter ve bu karakterler üzerinden devleti sömürenler ile devlete itaat edenler arasındaki dengesizlikler anlatılıyor. 4 Kasım sabahı biz Karagöz ve Hacivat’ın Düğümü oyunumuzu sahneleyeceğiz. Ayrıca aynı gün saat 17’de Gökkuşağının Altında isimli bir çocuk oyunu da sahnelenecek. 5 Kasım da ise Mevlana Bir Ses Yarım Nefes isimli Ziya Azazi’nin İzmir Devlet Korosu’ndan Neyzen Hüseyin Sezer ile gerçekleştireceği sema gösterisi olacak. 6 Kasım da Derya Gülü isimli tiyatro oyunu, 7 Kasım tarihinde ise piyanist Ayşe Deniz Gökçin’nin ‘Beethoven’dan Rock’a’ isimli özel konseri gerçekleşecek. 8 Kasım’da yine özel bir oyun Orhan Veli’yle Git Gidebildiğin Yere oyunu ve 10 Kasım gecesi özel bir gün olduğu için Mustafa Kemal Oratoryosu sahnelenecek. Devlet Opera ve Balesi Solist Sanatçılarından Mehmet Yılmaz (Bass Bariton), Aykut Çınar (tenor), Ezgi Karakaya (Mezzo Soprano) Türkiye’nin iki diksiyon sanatı duayeni Murat Atak(rejisör) ve Özlem Ersönmez, Ankara Devlet Tiyatrosu usta sanatçılarından Ayşe Atak, Alanya Belediye tiyatrosu oyuncuları, Gülfem Alta çok kıymetli orkestra sanatçıları ve ben de yer alacağım.11 Kasım günü de yeniden sabah 11’de bizler Karagöz ve Hacivat’ın Düğümü oyunumuzu sahneleyerek festivalimizi tamamlayacağız. Hepsi çok özel, çok değerli etkinlikler. Bu sanatçıların hiçbiri ücret almadan, tamamen gönüllü olarak buraya geliyorlar. Her bir etkinliği özenle seçtik. Biri hariç etkinliklerin tamamı Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde olacak, biletlerin satışı www.biletinial.com da başladı.”

“Murat Atak’ın oyunları rejisörlük ve aktörlük olarak çok kuvvetli ”

Festival için seçilen tüm oyunlarda Alanya Belediye Tiyatrosu imzasını görüyoruz. Özellikle neden Alanya Belediye Tiyatrosu ve kalabalık kadrolu oyunlarının seçildiğini merak ediyorum…

“Benim ustam, profesyonel hocam Murat Atak, Ankara Devlet tiyatrosunun otuz yıllık sanatçısı. Benim için baba gibi. Kıbrıs’a gelmeme de vesile oldu. Yakın Doğu’nun çok iyi bir kadrosu olduğunu ben ondan öğrenmiştim. Ustalar artık Türkiye’yi bıraktı, buraya geliyorlar. Murat Atak tüm oyunların seçilmesine önayak oldu. Biz de saygı duyduk. Maddi ve manevi bize destek oldular. Bu denli nitelikli insanı bir araya getirmek, paranız olsa dahi kolay değil. Bu oyunlar kalabalık kadrolu, zengin oyunlar. Kuvvetli oyunlar. Murat Atak’ın oyunları hem rejisörlük hem de aktörlük olarak çok kuvvetli oyunlar, mesajı iyi verebilen oyunlar. Gereksiz cümlelerle ağdalı konuşmak yerine yalın, duru, seyirciyi vuran cümleler seçiyor. Sahne sanatları festivali olacağı için de sadece tiyatro değil dans ve müziği de festivale katmak istedik. Ziya Azazi modern bir dansçı ama sema gösterisi de yapıyor. Semaya modern bir ruh katıyor. Onu dini bir ritüelden bağısız olarak kendince yorumluyor. Üstünü çıkarıyor, yere yatıyor farklı yorumlar getiriyor. Dansıyla tüm dünyayı etkiliyor. Bunun yanında özellikle Kıbrıs insanlarının rock müziğe olan ilgisinden dolayı Ayşe Deniz Gökçin’i programa dahil ettik. Bir piyanist ama klasik müziği rock müzikle harmanlayan özel bir piyanist…Pek çok insanın yarım ve katkıları sayesinde inanıyorum ki sanatseverlerin çok seveceği güzel bir festival olacak. ”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir