PIK Yönetim Kurulu Başkanı Thanasis Tsokos’dan önemli mesajlar THANASİS TSOKOS
Thanasis Tsokos beş yıldan bu yana PIK Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. Barışçı duruşu ile göreve geldiği günden bu yana pek çok konuda ilke imza atan Tsokos’la kamu yayıncılığını, PIK’in çalışma yöntemlerini, yeni projelerini, Kanal SİM’le devam eden işbirliğini ve daha pek çok konuyu konuştuk. Sorularımı samimiyetle cevaplarken, kamu yayıncılığının herkese hitap eden yayıncılık anlayışı olduğunu söyleyerek başladığı sözlerini, medya olarak toplumumuzu birleştirmek hedefiyle tüm olanakları kullanmak gerektiğine vurgu yaparak tamamlıyor.
“Kamu yayıncılığı bilgilendirme, eğlendirme, eğitim alanlarını kapsıyor”
Thanasis Tsokos öncelikle PIK Yönetim Kurulu’nun oluşumunu, göreve gelişini ve televizyon yayıncılığına olan ilgisini bizimle paylaşıyor.
“PIK Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanın başkanlığa ve üyeliğe kimleri atayacağı tamamen onun kararına kalan bir konu. PIK yönetim kurulu başkanlarının görev süresi iki buçuk yıldır. Ben beş yıldır bu görevi sürdürüyorum. Kamu radyo televizyon yayıncılığının sadece doğrudan mesleği olanların değil, aynı zamanda her yurttaşın ilgi duyması gereken bir alan olduğunu düşünüyorum. Çünkü kamu yayıncılığının eğlendirme, bilgilendirme ve eğitim alanlarını kapsayan üç boyutlu bir yapısı var. Şahsi olarak kamu yayıncılığına genel bir ilgim her zaman vardı. Üniversite sonrası aldığım eğitimde kriz zamanlarında yayıncılık ve gazetecilikte medyanın rolü üzerine çalıştım. Kriz derken siyasi ve sosyal tüm krizleri kapsayan içeriğe sahip bir alandı. Böylece bu göreve atanmış oldum. ”
Öncelikle genel olarak PIK’in dünya televizyon yayıncılığındaki yerini, Avrupa Yayın Birliği üyeliğini ve bu üyeliğin koşullarını ne denli uyguladığını soruyorum. Tsokos konuyu bizim için detaylandırıyor. Kendilerini başarılı olarak nitelendirirken, herkese hitap eden radyo, televizyon yayınlarını benimsemiş olmalarıyla konuyu ilişkilendiriyor.
“Avrupa Birliği gerek kolektif kurumları gerekse de Avrupa Parlamentosu aracılığıyla medya alanında büyük bir ayrım gerçekleştirdi. Tüm kamu radyo televizyonları, Avrupa Yayın Birliği (EBU) üyeleridir ve özel radyo televizyon kanallarından bu anlamda ayırılırlar. Arlarındaki en önemli fark kamu televizyonlarının her anlamda yüksek düzeyli ve herkese hitap eden radyo televizyon yayınları yapmakla yükümlü olması, aynı zamanda topluma hizmete yönelik yayınlar yapma sorumluluğudur. Hizmet konusu bizim için çok önemlidir. Örnek vermek gerekirse mesela arşiv hizmeti, radyo, televizyon müzesi, konser organizasyonları…olarak açıklanabilir. Tüm bunlar yanında PIK’in sponsor olarak çeşitli sosyal etkinliklere katılımı da kamusal karakterimizin devamı niteliğindedir. Dolayısıyla PIK Avrupa Kamu Radyo Televizyon felsefesine uygun bir yol izlemektedir diyebilirim. Genel izlenirliğimize baktığımızda ise PIK 1 VE PIK 2’nin toplamı diğer özel radyo televizyon kanalarının ortalaması düzeyindedir, bu rakam %16 ile %17 arasında değişmektedir. Yabancı kanallar, özel kanallar, üyeli kanalların baskısını göz önünde bulundurduğumuzda bu rakamın iyi olduğunu vurgulamalıyım. Radyo televizyon pastasının büyük bir çoğunluğunu elimizde bulundurduğumuzu söyleyebiliriz. Özellikle de radyoculukta PIK 3 kanalının yayınlarıyla çok ilerledi noktadayız.”
“Yıllık bütçemiz 32 milyon Euro”
Günümüzde tüm yayın kuruluşları için öne önemli çıkan konulardan biri kuşkusuz bütçe oluyor. Bu nedenle Tsokos’a bu konuyu da soruyorum. Öyle görünüyor ki PIK’de bütçe konusunda mustarip…
“Şuanda 380 çalışanımız var. Yılda 28 milyon Euro devletten aldığımız, 4 milyon Euro da başka kaynaklardan elde ettiğimiz gelirimiz bulunuyor. 4 milyon Euro’yu kapsayan gelirimizi reklamlardan ve verdiğimiz hizmetlerden elde ediyoruz. Antenlerden elde ettiğimiz gelirlerimiz, mekânlarımızı ve teknik ekiplerimizi kiralayarak elde ettiğimiz gelirlerimiz verdiğimiz hizmetler olarak açıklanabilir. Toplam olarak yıllık bütçemiz 32 Milyon Euro’dur. Bütçeyle sorunumuz şu ki, giderlerimizin %80’lik kısmında değişiklik yapamıyoruz. Bunun esası da maaşlardır. 32 milyon Euro’nun, 7 milyon Euro kadar kısmı emekli maaşlarına ödeniyor. 1.2 milyonu ise sağlık giderleri için harcanıyor. Gerek emekli gerekse de kadrolu çalışanlarımızın sağlık giderlerini kurum olarak karşılıyoruz. Bir başka konu da şu ki 380 çalışanımızdan sadece 80 çalışanımız kadrolu. Geriye kalan 300 kişiyse sözleşmeli personel olarak çalışıyor. Kadrolu personelimizle yayın kurulu arasındaki ilişki sınırları belli bir ilişki şeklindedir. Sözleşmeli çalışanlarımızla ise daha esnek bir ilişki söz konusu. Ne yazık ki 32 Milyon Euro olan bütçemizin sadece 3.5 Milyon Euro’yu kapsayan meblağsını programlar, yayınlar için ayırabiliyoruz. Elbette bu rakamı mümkün olan en iyi biçimde kullanıyoruz. Yeni yayın döneminde üç yeni dizimiz olacak. Bunar geçmişe yönelik, Kıbrıs’ın belli dönemlerini, yıllarını, yaşamlarını anlatan yapımlardan oluşuyor. Böylece yüz yeni oyuncuya da iş olanağı sağlamış, onlara için motivasyon sağlamış olacağız.”
Şuan iki televizyon, dört radyo kanalı ile yayın hayatına devam eden PIK’in ayrıca bir de uydudan yayın yapan kanalı bulunuyor. Tüm kanalların içeriklerine, yayın ilkelerine dair detaylı bilgi veren Tsokos, medyanın barışı inşa etmek için çalışması gerektiğini de satır arasında bize hazırlatıyor.
“ İki televizyon kanalımız PIK 1 ve PIK 2 yanında PIK’in bir de uydu kanalı bulunuyor. Uydu kanalımız bizim için ayrıca önemli çünkü bu kanal yirmi dört saat yurt dışında yaşayan Kıbrıslılara hitap ediyor. İçeriği diğer kanallardan farklı hazırlanıyor, PIK 1 ve PIK 2’deki yayınların aynısı bu kanalda kullanılmıyor. Dört radyomuz yanında Rumca ve Türkçe dillerinde internet sitemiz bulunuyor. Şuan Kıbrıslı Türklere de hizmet veren tek yayın organıyız. 1963 yılından bu yana bilinen olaylar sonucunda bizim, PIK’in bir parçasının koparılıp gittiğini hissediyoruz. Bu parçamız da PIK’in Kıbrıslı Türk çalışanlarıydı. O zamandan bu yana Kıbrıs’ta medya bölünme yaşıyor. Bir yanda PIK, bir tarafta Bayrak yer alıyor. Birlik mesajları verilmesi gereken dönemde, izleyicilere birebirinden farklı mesajlar veriliyor. Önümüzdeki zorlu ve başarılması gereken en önemli konulardan biri; sizler gazeteci, bizler yöneticiler olarak toplumumuzu yeniden birleştirmek hedefiyle tüm olanakları kullanarak, gerekli olan ortamı hazırlamaktır. Şunu vurgulamak isterim ki, burada, bizim radyo koridorumuzda hala Türkçe yazılar bile yerinde duruyor.”
“Yunanistan kanallarıyla özel kanalların işbirliği söz konusu”
Adanın kuzeyinde yayın yapan televizyonların en büyük sıkıntılarından biri Türkiye televizyonlarıyla aynı mecrada yer almaları, onlarla rekabet etmek durumunda kalmaları… Adanın güneyindeki kanallar ise dijital karasal yayın ağında yer alıyor. Uydu kullanımı pek yaygın olmasa da izleyicilerin Yunanistan’da yayın yapan kanallara olan ilgilerini öğrenmek istiyorum.
“Pek çok özel kanal farklı nedenlerden dolayı Yunan kanalları ile program bağlamında işbirliği yapmaktadır. Hatta aynı ismi kullanan kanallar da var. Mesela Mega, Alfa kanalları gibi… Ancak bu işbirliği bazı eğlence programlarıyla, bazı diziler için söz konusu. Televizyon haberleri, haber programları, politikaya dair tüm tartışma programları kesinlikle tüm kanallarımız tarafından burada, Kıbrıs’ta, hazırlanmaktadır. Bu sayede de istediği mesajları verebiliyor. Yoksa bir eğlence programında ne kadar propaganda yapılabilir.”
Her zaman PIK olarak teknolojiyi yakından takip ettiklerini, bu konuda öncü görev üstlendiklerini söyleyen Tsokos, haber merkezinin çalışma sistemindeki yenilikleri de bizimle paylaşıyor.
“Bizim için önemli olan PIK’in her zaman teknolojik gelişmeleri takipte öncü rol oynamış olmasıdır. Son günlerde muhabirlerimize yönelik yeni bir sistem uyguluyoruz. Artık bir muhabir oturduğu yerden gerek arşiv, gerek dijital sistem sayesinde istediği tüm verilere, bunun yanında uluslararası tüm haber ajanslarına ulaşabilecek. Muhabirlerimiz bir haberi yazacak, seslendirmesini, kurgusunu, alt yazısını, ya da grafik gerekiyorsa, her şeyini kendisi hazırlayacak. Böylece bir haberi takip eden bir muhabir, baştan sona hazırlamış da olacak. Bu şekilde hazırlanan haberler, haber sorumlusu tarafından kontrol edildikten sonra, uygun görülen yerde, zamanda kullanacak. Elbette bu kolay bir iş olmayacak ama yeni çalışma biçimimiz bu olacak. Böylece ayrıca kurgucuya, grafikere veya seslendirmek için spikere de ihtiyaç duyulmayacak. Her şeyi muhabir kendi yapacak.”
“Yüksek düzeyli, kaliteli haber kuşaklarımız var”
Güney Kıbrıs’ta reytingler konusunda yapılan ciddi çalışmalar olduğunu biliyoruz. Bu çalışmalardan yola çıkarak, izlenme konusundaki gözlem ve tespitlerini bilmek istiyorum.
“Yüksek düzeyli, kaliteli haber kuşaklarımız var. Sabah 07.00- 09.00, öğlen 12.00-15.00 kuşaklarımız önemli. Her iki kuşakta haber bültenleri de yer alıyor. Tabii üç tane daha ana haber bültenimiz de var. Bunlar 18.00, 20.00 ve 23.00 haberleri. Bu kuşaklar arasında eğlendirme, bilgilendirme amaçlı programlar da yayınlıyoruz. Bu kuşaklarda diziler, farklı içerikli programlar, yarışmalar yer alıyor. Kazanmaya çalıştığımız zaman dilimi özellikle 18.00-23.00 saatleri arası. Sürekli olarak bu süre de uzama görüyoruz. Eskiden bu saat 22.00’de biterken, şimdi 23.00 dek uzadı. 18.00 haber bülteni çoğu zaman 20.00’deki ana haberimizle aynı reytingi yakalıyor. Bu da aslında 18.00 saat diliminin de çok önemli, izlenilir olduğunu bize gösteriyor.”
Yeni yayın döneminde PIK 2’de yayınlanan Biz/Emiz ve Aynı Gökyüzü Altında Programlarının, yeni yayın döneminde PIK 1’de yayınlanacağını açıklayan Tsokos, bundan sonra Türkçe programlara olan ilginin daha da artmasını bekliyor.
“Bu programlarımıza yeni yayın döneminde bazı yenilikler getiriyoruz. Program artık her gün, bir saat yayınlanacak. Bu programda ortaya daha iyi ürün çıkarma ve iki toplumu daha fazla yakınlaştırma hedefiyle çalışıyoruz. Bunun için Kıbrıslı Türk örgüt, kurum veya kişilerle olan işbirliğimiz devam ediyor. Kanal SİM’le işbirliğimiz çerçevesinde bu programımız orada da yayınlanıyor. Arzumuz birlikte program yapabilmek, Kıbrıslı Türk- Rum yönetmenlerle, gazetecilerin birlikte çalışarak daha iyi bir sinerji yakalayabilmelerini sağlamak. Kamu radyo televizyonunun en önemli misyonlarından biri toplumun birleştirilmesidir. Toplumu yeniden birleştirmek, bu birleşik toplumu sürdürmek, devamlılık kazandırabilmektir. Dolayısıyla bizim en büyük önceliğimiz bu. Kıbrıs toplumu adı verilen mozaiği birleştirmek için elimizden geleni yapmak istiyoruz. Bizim için bu mozaik beş parçadan oluşuyor. Kıbrıs’ın Elenleri, Türkleri, Ermeniler, Maronitler, Latinler. Dolayısıyla çok sıkı çalışıp Kıbrıslı Türk dostlarla birlikte bu hedefe ulaşmaya çalışacağız. Yeni yayın döneminde bu program PIK 1’de yayınlanacak. Amacımız daha fazla iletişim köprüsü kurabilmek, bunu geliştirmek olacak. Türkçe haberlerimiz de tabii PIK 2’de devam edecek.”
“1963’den sonra ilk kez PIK 1 de Kıbrıslı Türk yapımı bir belgesel”
Çok uzun yıllardan sonra ilk kez PIK 1’de Kıbrıslı Türk gazeteci Sami Özuslu tarafından hazırlanan Hayalet Havaalanı belgeselinin yayınlanmasını Tsokos’la konuşuyoruz. Önemli bir adım olan bu girişiminin sonuçlarını bize aktarmasını talep ediyorum.
“Sanırım 1963’den sonra ilk kez PIK 1 de prime time’da Kıbrıslı Türk yapımı bir programı, gazeteci Sami Özuslu’nun Hayalet Havaalanı belgeselini yayınladık. Biz bu tür yayınlara, barışı, yakınlaşmayı öne çıkaran içerikte program veya belgesel yayınlamaya açığız. Eğer buna benzer belgeseller de varsa, bize ulaşılırsa yayınlamayı çok isteriz. Bunu bir kez yaptık, yeniden yapmaya hazırız. Belgeselle ilgili çok iyi izlenimler aldık. Hiçbir tepki görmedik. Bu da elbette çok önemliydi. Çözümden sonra oluşacak yeni radyo televizyon yayıncılığının nasıl olacağını da elbette düşündüğümüz konular arasında. Bu bağlamda da ilerici gazetecilerle, örgütlerle işbirliğimiz de devam edecektir.”