“Gazeteciler aradığı cevaplara, kendileri sorular sorarak ulaşmalı” – Rally Papageorgiou

“Gazeteciler aradığı cevaplara, kendileri sorular sorarak ulaşmalı”

Rally Papageorgiou Yunanistan doğumlu bir gazeteci. 1996 yılından bu yana Kıbrıs’ta yaşıyor, on yıldır Kıbrıs Haber Ajansı’nda çalışıyor. Türkçeyi hakim şekilde kullanabilen Rally ile güney ve kuzeye dair haberciliği, birbirimizi ne kadar iyi anlatabildiğimizi, anlayabildiğimizi konuşuyoruz. Yaptığı haberler ve röportajlarla kuzeyde yaşanan gelişmeleri her zaman objektif şekilde yansıtmayı başarmasına rağmen artık iyi haberler yazmak istediğini de sözlerine ekliyor, bizi gülümsetiyor. Bunun işimizin en zor yanı olduğunu o da biliyor.

İnsanlar siyasetten uzak duruyor, gazetecilerden pek hoşlanmıyor”

Öncelikle Rally Papageorgiou gazeteciliğin kendisi için ne anlama geldiğini bizimle paylaşıyor…

“Benim için gazetecilikte net, dürüst, objektif bilgi aktarılması esastır. Gazeteciler siyasetçiler gibi davranıyorsa ya da siyaset yapıyorsa o zaman onlarla beraber, aynı bedeli ödememiz kaçınılmaz olacaktır. Zaten bu sebepledir ki şimdi toplum hem siyasetten uzak duruyor, sandığa gitmiyor hem de gazetecilerden pek hoşlanmıyor. Okuyuculara, dinleyicilere, izleyicilere yeniden ulaşmak için bizlerin saf, temiz, güvenilir gerçeği aktarmayı ilke edinmesi gerekiyor.”

“Okulda düşmanı öğreniyor ama Türklerden düşmanlık görmüyordum”

Rally Papageorgiou’yu meslektaşlarından ayıran en önemli özelliği elbette Türkçe diline olan hakimiyeti. Türkçeyi öğrenme nedenlerini, bunun mesleğine olan avantajlarını anlatıyor.

“1975 de Yunanistan’da doğdum. Aslında geçici bir süreliğine adaya gelmiştim. Ama Yunancada bir deyim vardır, geçicilikten daha kalıcı bir şey yoktur gibi bir anlama gelir. Benim de başıma tam olarak bu geldi. Yirmi iki yıldır burada yaşıyorum. Adaya ilk geldiğimde radyoda çalıştım. Benim için hala medyada en çok çalışmaktan keyif aldığım mecra radyodur. Bir süre radyoda çalıştıktan sonra Türkçe öğrenmek için 2005 yılında İstanbul’a gittim. İki yıl orada yaşadım. Ben Edirne’ye çok yakın bir yerde dünyaya geldim. Türkiye’ye çok yakın büyüdüm. Yunanistan ve Türkiye arasında yaşanan pek çok krizlere şahit oldum. İlki 1987 yılındaydı. Hiç unutmuyorum, henüz 12 yaşındaydım. Bize okullarda hep Türklerin düşman olduğu öğretilirdi. Ama babamın sınırın hemen yanında tarlaları vardı. Türk askeri orada nöbet bekler, her zaman bize gelir konuşur su, yiyecek ister biz de verirdik. Hiçbir zaman birbirimize düşman gibi davranmazdık. Benim için bu çok garipti. Ben düşmanlığı öğreniyor ama düşmanı görmüyordum. Kıbrıs’a gelince de benzer duyguları yaşadım. Anladım ki karşılıklı olarak birbirimizi anlamanın en iyi yolu aynı dili konuşmaktı. Türkiye’yi de daha yakından tanımak istiyordum. Bir de gazeteci olarak her zaman ilk kaynağa ulaşmayı kendime ilke edindim. Ancak Türkçe bilmediğim için bilgiye ancak çevri ile ulaşabileceğimi fark ettim. Tüm bu nedenlerden dolayı da ben Türkçe öğreneceğim diyerek, otuz yaşımda bu kararı aldım. İki yıl boyunca neredeyse tüm Türkiye’yi dolaştım. Dili öğrenmeyi başardım. Kıbrıs’a döndüğümde ise aktif bir gazeteci olarak, Türkçe konuşabilen tek kişi olduğumu fark ettim. Oysa Türkçe Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi diliydi ancak okullarda bu göz ardı ediliyordu.”

“Gazeteciler aradığı cevaplara, kendileri sorular sorarak ulaşmalı”

Rally genç gazetecilere çok önemli görevler düştüğünü söylerken, toplumlar olarak zihniyetimizi değiştirmemiz, her meslekte işbirliği için çalışmanın önemine değiniyor. Kıbrıslı Rumların adanın kuzeyine ilişkin bilgilerinin yetersiz olduğunu izah ediyor.

“Birbirimizi daha iyi anlamak için zihniyetimizi değiştirmemiz lazım. Artık aramızda duvar yok, karşılıklı olarak geçiş yapabiliyoruz ama zihnimizdeki duvarları yıkamıyoruz. Gazeteciler olarak, herhangi bir konuda açıklama beklemek yerine dili kendimiz öğrenmeli, kendimiz aradığımız cevaplara sorular sorarak ulaşmaya çalışmalıyız. Türk lider Mustafa Akıncı açıklamalarında Rum toplumunda zihniyet değişimine ihtiyaç var diyor ya, aslında sadece Kıbrıs konusunda değil, iki toplumun pek çok konuda zihniyet değiştirmesi gerekiyor.  Benim için gazetecilikte önemli olan kaynağa doğrudan ulaşmak, aldığım bilgiler sonucunda haberimi doğru kaleme almak. Geçtiğimiz günlerde adanın kuzeyinde genel seçimler yapıldı. Ancak hiçbir parti seçim manifestoları içerisinde Kıbrıs konusuna yer vermedi. Seçim sonucunda Ulusal Birlik Partisi en fazla oyu alınca, güneyde hemen Kıbrıslı Türkler çözüm istemiyor algısı oluştu. Oysa ben haberlerimde Kıbrıs konusunun seçimlerde gündeme gelmediği belirtmiştim. Bazen bizlerin de doğru haber yazması yeterli olmuyor, zihniyeti değiştirmek derken tam da bunu anlatmaya çalışıyorum. Bazı algıları değiştirmekte zorlanıyoruz. Oysa algı başka şey, bilgi başka bir şeydir. Bunun ayırdına varmamız gerekiyor. Önce doğru bilgiyi almalı, anlamalı sonra yorumlamalıyız.”

“Bir kuş ilkbaharı getirebilir”

Rally son zamanlarda Kıbrıs’ın kuzeyine ilişkin daha fazla iç haberlere yer vermeye çalıştığını söyleyerek, çevirilerde gündemin Kıbrıs konusuyla sınırlandırılmasını da eleştiriyor. Daha fazla olumlu habere ihtiyaç duyduğumuza vurgu yapıyor.

“Sen de bilirsin, gazetecilikte iyi ve kötü haberler vardır. Biz hep kötü haberlere yer veriyoruz. Ben son zamanda adanın kuzeyine dair iç meselelerde de çeviriler yapmaya çalışıyorum. Mesela Afrika gazetesine yapılanlar sonucunda, devam eden dava ve sonucu çok önemli. Öte yandan ilahiyat kolej konusu önemli. Kıbrıslı Türkler için bu yeni ve çok da onaylamadıkları bir şey. Yabancı bir öğrencinin öldürülmüş olması bir başka önemli konu. Ben nerede çalışıyor olursam olayım, her şeyden önce bir gazeteciyim. Benim için esas olan kuzeyde olup bitenleri, Kıbrıslı Rum topluma en doğru biçimde aktarmak. Kuzeyde daha çok Kıbrıs konusuna dair haberler çevriliyor. Bunun yanında büyük bir cinayet veya kayıplar konusun gündemde yer buluyor. Bir diğer sorun hiç olumlu haber yapmıyor oluşumuz. Oysa olumlu haberler de var. Mesela Yenidüzen geçtiğimiz günlerde karşılıklı olarak geçişlerin arttığına dair bir haber yaptı. Bu olumlu bir haberdi. Belki daha çok turistler geçiyor ama önemli olan bunun haberinin yapılması. Tabii tüm haberleri çevirmemize imkan yok ama en azından biz gazeteciler olarak karşılıklı dilimizi öğrenir, karşı tarafı daha iyi anlarsak, seçtiğimiz, yaptığımız haberler konusunda da daha iyi sonuçlara ulaşabiliriz. Bir kuş ilkbaharı getirebilir, diye bir sözümüz vardır. Bizler de hep birlikte çalışarak baharı getirebiliriz diye düşünüyorum.”

“İki toplumun iletişim kurmasında en önemli mecrayız”

Gazeteci örgütleri olarak son zamanlarda yapılan çalışmaları memnuniyetle karşıladığını da açıklayan Rally bundan sonra atılacak en önemli adımın ortak bir komite kurulması olduğuna işaret ederek örgütlerimizin bunu başaracak güce sahip olduğuna olan inancını da belirtiyor.

Kuzeyde yapılan çeviriler çok uzun. Haberlerde çok tekrar yapılıyor. Haberin orijinal hali nasılsa onun aynısını çeviriyorlar. Açıklamalarda arada kalan daha önemli bir sözü, ifadeyi öne çıkarmak için uğraşmıyorlar. Bir de özellikle sizin politikacılar daha uzun konuşuyor. Müzakereler varsa, hem müzakereler öncesi hem de sonrasında açıklama yapıyorlar. Bizimkiler en azından bunu öğrendi. Sadece sonrasında açıklama yapıyor, konunun özünü anlatıyorlar. Gazetelerinizdeki en önemli sorun haberlerin çoğunlukla TAK haberleriyle sınırlı olması. Özgün haber Yenidüzen biraz da Kıbrıs gazetesinde var. Beni en çok zorlayan Afrika gazetesi. Bazen manşetlerini anlamakta zorlanıyorum. Manşette olan bilgiye iç sayfalarda yeterince ulaşamıyorum. Bir de sizin gazetelerinizde çok fazla köşe yazarı var. Bizde bu sayı üçü geçmez. Karşılıklı olarak daha sağlıklı haberler yapabilmemiz için acil olarak bir teknik komiteye ihtiyaç duyduğumuzu düşünmekteyim. Ekonomi, eğitim, kültürde, güvenlik var ama bizim için de mutlaka olmalı. Biz aslında iki toplumun iletişim kurmasında en önemli mecrayız. Bunun sağlıklı olması için de böyle bir komitenin gerekli olduğunu hatta kurulacak ortak bir ağla karşılıklı bilgi almamıza olanak sağlanması gerektiğini düşünmekteyim. Hatta ortak kullanım için ara bölgede bir ofis bile kurulabilir. Şuanda gazeteciler olarak ortaklaşa çok iyi projeler üretiliyor. Ben bunu da gerçekleştirebilecek güçte olduklarına inanıyorum. Bir değişim programı yaptılar. Bence bu çok iyi bir fikirdi. Yaş sınırlaması olduğu için ben maalesef katılamadım. İlk fırsatta bu yaş sınırının kalkmasını ve ben de bunu deneyimlemeyi çok isterim. Zaten yabancı dil bilen gazeteci sayımız çok az. Hepimiz bunu bir hafta deneyimlesek bu kimseye çok büyük bir külfet yaratmaz diye düşünmekteyim.”

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir