“Son Kıbrıslılar Bizik” – Ali Atamer
“Son Kıbrıslılar Bizik”
Ali Atamer’in Havadis Yayınlarından çıkan “Son Kıbrıslılar Bizik” kitabı sözlü tarih niteliğinde bir çalışma olarak okuyuculara ulaştı. Dokuz yıldan bu yana devam eden “Bir Yastıkta Elli Yıl” programı ışığında yayınlanan eserde yine yaş alan Kıbrıslı Türk çiftlerin öyküleri anlatılıyor. Kitabı okuyunca insan ister istemez geçmişe öykünüyor. Günümüze kıyasla duygulardaki zenginlik dikkat çekiyor.
2006 yılında televizyon programı olarak başlayan “Bir Yastıkta Elli Yıl” Ali Atamel’in üçüncü kitabına konu anlamında hayat vermeyi başardı.
“Aslında ilk başta hiç böyle bir proje yoktu. Bu programın yıllar sonra toplumsal vizyon üstleneceğini de hiç düşünmedik. Tek gailemiz televizyonculuk kriterlerini yerine getirmekti. Ne kitap yapmak ne gazetede yayınlanması gündemimizde yoktu. İlk önce gazete sayfalarında arşiv niteliğinde başladık. Konuk bulmak için başta çok zorlandık. Zamanla gazete projesinin de hayata geçmesiyle geri dönüşler ve programa katılımlar arttı. Böylece insanlara daha çok ulaşmayı başladık. Zamanla gördüm ki veriler artıyor. Bunlar topluma farklı şekillerde aktarılmalı, kalıcı olmalı diye düşündüm. Eşim ve Eralp Adanır’ın yönlendirmeleri ile kitap projesini hayata geçirip bugünlere ulaştık. Arkası da böylece gelmiş oldu.”
Evliliklerin anlatılmasıyla yola çıkan projede çiftlerin adaya dair yaşadıkları ve farklı deneyimlerine de yer veriliyor. Kitap bir anlamda geçmişe ve toplumsal belleğin yeni nesillerce aktarılmasına ışık tutuyor.
“Konu sadece evlilik değil geniş bir yelpaze aslında. Biz televizyon programına başlarken televizyonculuk anlamında çok zayıftık. Temel çabamız kanalımızı izlettirmekti. Farklı bir şeyler yapalım istedik. Tam anlamı ile kurgu ve konseptinin oluşması zaman aldı. Yavaş yavaş sadece evliliklerini değil yaşam öykülerinin insanların nereden geldiklerini ve Kıbrıs’ta şahit oldukları kültürleri hatta savaş yıllarını da konuştuk. Araya maniler de girdi. Hep Kıbrıs dili kullanıldı. Ben programa hiç yorum katmadım. Zamanla da programın konsepti oturdu. Böylece program kitaplara da ışık oldu.”
Yeni nesil olarak geçmişteki evliliklerle bugünkü evlilikleri de kıyaslama şansına sahip olan Atamel mutlu evliliğin sırrını çözmüş gözüküyor.
“ Yeşilyurt’ta b ir yastıkta 82 yıl geçiren bir çiftele görüşmüştük. Gelecekte bunca yıl evli kalan çift bulamayacağım diye düşündüğüm oluyor. Tabii erken evlilikler sayesinde çiftlerin bunca yılı birlikte yaşaması söz konusu olabiliyor. Eskiden boşanmak zaten tabu olarak algılanıyordu. Erkelerin yaptığı her şeye göz yumuluyor, erkekler döver de sever de diye algılanıyordu. Oysa şimdi kadınların ekonomik özgürlüğünün olması onlar için boşanmayı kolaylaştırıyor. Evliliklerde geçmişte saygı sevgiden bile önemliydi. Özellikle yaşlı çiftlere göre şu anki evliliklerde saygı noksanlığı en önemli eksiklikti.”
Dokuz yılda 350’yi aşkın çiftle görüşen Atamel’in hikayeleri arasında karşılaştığı en çarpıcıanıyı merak ediyorum…
“ Çiftlerle çok değişik anılarım var. Onlarla konuşup anlattıkları karşısında ağladığım anları hatırlıyorum. Hatta onlarla paylaştığım anıları bile ayrı bir kitapta toplayabilirim. Çok fazla anım var ve çok etkileyiciler. Beni en çok etkileyen ilk zamanlar anlatılan bir olaydı. Nişanlanan çiftimizin biri Kaymaklı’da yaşıyor diğeri Arapköy’de. Gelini damada altı ay göstermiyorlar. Adam artık çıldırmış. Görmek istiyor. Bir akşam içerek ve Arapköy’e gidip tahtadan yapılan eve motorla giriyor. Nişanlısını alıp kaçırıyor. Kız kaçırma zaten o dönemlerde çok yaygındı. Hatta hikayelerin bazılarında kızların erkeklerden onları kaçırmalarını talep ettiklerini öğrendim. O zamanlarda da az da olsa birbirini severek de evlenen çiftler olmuştur. Bunlar da karşılaştığım farklı hikayeler ve deneyimlerdi.”
Görüştüğü kişilerin genellikle yaş alan çifter olduğunu söyleyen Atamer zaman içinde görüştüğü kişilerin hayattan göçmelerine de şahitlik ettiğini hatırlatıyor. Hepimizin bir gün öleceği gerçeği geçeği peşimizi hiç bırakmıyor.
“Bir yandan onları kaybetmiş olmak, aramızdan ayrılmaları beni üzerken öte yandan onları kayıt altına almış olmaktan mutluluk duyuyorum. Ailelerine bir hatıra verebilmek beni mutlu ediyor. Sonuçta yine rahmete kavuşacaklardı. En azından bu şekilde kalıcı olmalarını sağladık.”
Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışan Atamer projenin hala kendi içinde dinamikleri olduğunu ve miadını doldurmadığını düşünüyor.
“ Elli yıl geniş bir yelpaze evliliklerin içinde de pek çok konu var. O konuları yeniden ele alıp farklı işlemeyi düşünüyorum. Bunun yanında güneydeki Rum çiftlerle de röportajlar yapılabilir. Bir Yastıkta Elli Yıl programının ekran klasiği olma özelliğine sahip olduğunu düşünmekteyim. Hatta yurt dışında CD ve DVD bile satılıyor. Türkiye televizyonlarında da bizden sonra benzer hatta çok benzer bir program yapıldı. Biz hep onları taklit ederken bu kez onlar bizden esinlenerek böyle programlar yapmaya başladılar. Gördüm ki biz de demek ki doğru ve farklı bir şeyler yapıyoruz ki böyle bir esinlenme oldu. Şuanda üç aylık çekimlerim BRT için hazır. Geri dönüşümler de oldukça ve talepler devam ettikçe yurt dışındaki çiftleri de kayda almayı düşünüyorum. Bu konuda hala yapacak bir şeyler olduğu kansındayım.”
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!