ALP GALİP
“Seyahat merakımız mesleğe dönüştü”
Kıbrıs’ta yaşamını sürdüren, ilk içerik üretici (influencer) Alp Galip…
Kendisinin ve kardeşinin ürettiği içerikler bugün ülke sınırlarını çoktan
aşmış, dünyaya ulaşmış durumda… İçerik üretici (influencer) olmanın ne
anlama geldiğini, inceliklerini, nasıl gelişip büyüdüklerini, hayatını nasıl
seyahat ederek kazanmayı başardığını bizimle paylaşıyor. İçeriklerinde
görüntü odaklı bir yaklaşım benimsiyor. Böylece kendini ön planda
göstermek yerine, gittiği yerleri ve deneyimleri anlatmaya odaklanıyor.
YouTube ve Instagram ile küresel başarıya ulaşan Galip’in ilham veren
bu kikayesi, benim için de çok kıskanılacak nitelikte.
Öncelikle Alp Galip’ten içerik üretici (influencer) olma hikayesini
dinliyoruz. Kardeşi Altuğ Galip’in Instagram’da aktif olmasıyla
başlayan bu süreç zamanla sınırları aşmalarına olanak yaratıyor.
“Halkla ilişkiler ve reklamcılık eğitimi aldım. Ancak babamı
kaybettikten sonra aile şirketimizle kardeşim ve ben ilgilenmeye
başladık. Bu arada mesleki anlamda web ve grafik tasarımı yapıyordum.
Sonunda aile işini ekonomik krizlerin de etkisiyle kapattık. Böylece ilk
kez 2012’de dijital bir reklam ajansı kurduk. O yıllarda dijital reklam
ajansı denilebilecek tek ajans Lefkoşa’da Ali Tüzünkan’a aitti. Kısa
sürede pek çok şirketle çalışmaya başladık. Fotoğrafçılığa zaten
babamdan gelen ilgim vardı. Babam adadaki sayılı profesyonel fotoğraf
meraklılarındandı. Zamanla sosyal medya yönetimi beni boğmaya
başladı. Zamansız bir meslekti. Yönetmen Çağrı Beyaz çocukluk
arkadaşımdır. O yıllarda İstanbul’dan Kıbrıs’a dönme kararı almıştı.
Böylece benim teknik desteğim ve Çağrı’nın fikirleri ile Banana TV’yi
kurduk. Kardeşim Altuğ Galip ise Instagram ilk kurulduğundan bu yana,
o alanda çalışıyordu. Yurt dışı çekimleri yapmaya başlamış, hesabı bir
anda çok büyümüştü. Beni de sürekli kendisi ile çalışmaya
yönlendiriyordu. 2018 yılında bu rutin işlerimi geride bırakarak,
kardeşimle Rusya’dan gelen davet üzerine ilk çekimime gittim. Her
zaman seyahat etmeye meraklıydık. Arkadaşlarla planlar yapar, tatile
çıkar dört, beş ülke gezerdik. Profosyonel kameram da vardı. Çekimler
de yapardım. Zamanla bunu mesleğe dönüştürdüm. Çok yoğun çekimler
yapmaya, seyahat etmeye başladık”
“Dünyada ‘influencer marketing’ diye bir kavram var”
Kıbrıs’ta ilk içerik üretici olarak Alptuğ ve Alp Galip kardeşler
olarak, onları göstermek mümkün mü, merak ediyorum.
“İlk Kıbrıslı içerik üreticiler ben ve kardeşim diyemem ama bu adada
yaşam sürdüren ilk içerik üreticiler olduğumuzu söyleyebilirim. Bu da
Instagram’a çok erken girmemiz, orada bir topluluk oluşturmamızla
mümkün oldu. İlk başta Türkiye’deki içerik üreticileriyle de yakındık.
Zaman zaman bizi saf dışı bırakma çabaları oldu tabii. Yine de işbirliği
yaptığımız dostlarımız var. Daha sonra bizim yurt dışı bağlantılarımız
gelişti. Her gittiğiniz yerde yeni birileri ile tanışıyoruz. Bu şekilde
bağlantılarımız gelişti. Adımız duyuldu. Dünyada ‘influencer marketing’
diye bir kavram var. Sri Lanka da bunu en iyi kullanan ülkeler
arasında… Dünyada bazı ülkeler köyleri için bile bunu yapıyor. Turizm
konusunda çok ilerleyen ülkeler var. Yılın on iki ayı turizm faaliyetleri
var. Her ay dünyada hedef kitleleri olabilecek ülkelerdeki saygın
meslekteki insanlara davetler gönderilir. Mesela bir ay bu kişiler bir
ülkenin gazetecileri olur. Herkes birbirini takip eder. Birinin davet
ettiğini, diğeri de davet eder. Bir kez Özbekistan’da Dünya Influencer’ler
Kongresi olmuştu. Dünyanın her yerinden yüzlerce kişi orada toplandık.
Orada pek çok bağlantı kurduk. Hatta bu kongrede Litvanyalı bir
Influencer ile tanıştık. Kıbrıs’a gelmek istiyordu. İki ay sonra geldi. Beş
gün adanın güneyinde çekimler yaptı. Kuzeye gelince benim evimde
kaldı. Burada çekimler yaptı. Birlikte gezdik. Bu şekilde dayanışmada da
bulunuyoruz. ”
“Biz seyahat deneyimi paylaşıyoruz”
İçeri üreticiliği artık sınırsız bir alana dönüşmüş görünüyor. Çünkü
içerik üreticileri kendi aralarında pek çok kategoriye ayrılabiliyor.
“Yazılı içerik üreticileri, görsel içerik üreticileri var. Görseller;
fotoğrafçılar, grafik tasarımcılar, illüstratörler. Video içerik üreticileri’ne
bakacak olursak YouTuber’lar, TikTok’da içerik üreticileri, vlog
çekenler, kendilerini gösterenler… Sesli içerik üreticileri var bunlar;
podcast yapımcıları, sesli kitap okuyucuları. İçeriğin amacına göre
üreticiler var. Biz mesela deneyim paylaşıyoruz. Seyahat
deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Instagramda içerik üretenler de çok
farklılık gösteriyor. Yaşam tarzı, life style, tarzında çalışanlar var. Onlar
daha çok kendi hayatları üzerinden içerik üretiyorlar. Moda (fashion)
influencer’ları var. Bizim gibi seyahat (travel) influencer’ları var. Artık
bu alan çok farklı çeşitlere ayrılıyor. Daha çok da çeşitlendirebiliriz. ”
“Kendim odaklı değilim”
Tarzlarını biraz daha detaylandırıyor, kişilikten, milliyete içerikler
farklılık gösterebiliyor. Bir Avrupalı ile bir Türk aynı yerde çok
farklı içerikler üretiyor.
“Herkesin farklı bakış açısı, tarzı var. Ben video olarak sürekli kendimi
çekmek, kendi hikayemi anlatmak istemem. Ben ülkede gördüğüm farklı
şeyleri çekmek isterim. Her zaman görüntü odaklıyım, kendim odaklı
değil. Takipçilerim daha çok görüntü izlesin isterim. Özellikle Türkler
daha çok kendilerini göstermeyi tercih eder, drama ve abartıya
meraklıdırlar. Ben de zaman zaman izliyorum. Bazı ülkelere gidip
kimliklerini öne çıkarıp, gerginlik yaratmaya çalıştıkları bile oluyor.
Bence bunlar etik ve ahlak bakımından da doğru şeyler değil. Biz dış ses
olarak anlatım yapmayı tercih ediyoruz. Video blogger, vlogger deniyor.
Bizim kitlemiz de o yönde gelişti. Bugüne kadar Yunanistan’dan bile çok
iş aldık. Ambargolar aşmanın mümkün olduğuna inanıyorum.”
“Sosyal medyada doğa daha çok değer görüyor”
Kıbrıs’ta gerçekleştirdikleri çekimleri de konuşuyoruz. Pandemi ile
birlikte ülke tanıtımı için başlayan bu videolar, ilgiyle karşılandı.
“Kıbrıs’ta yaptığımız çekimler yurt dışı çekimlerinden sonra gerçekleşti.
Artık büyük ülkelerde reklam filmleri çekilmiyor. O paralarla yerli içerik
üreticilerini veya yurt dışında tanınan içerik üreticilerini getirerek, daha
az maliyetle daha çok içerik üretmeye çalışıyor. Biz ülke olarak dijital
pazarlama alanında çok zayıfız. İlk adım bizimle atılmış oldu.
Ülkemizde gerçekten çok güzel yerler var. Sosyal medyanın genelinde
en çok ilgi uyandıran yeşil ve mavinin hakim olduğu renklerdir. Bir de
gün batımları değerlidir. Ülkemizde bunların hepsi var. Bazı ülkelerde bu
renkleri yakalamak imkansızdır. Tüm bunları etkili kullanmak çok
önemli. Renkler, açılar çok önemli detaylar var. Bilimsel anlamları var.
Seçilen bu renkler bile tesadüf değildir. Bizde otel tanıtımları yapılırken
sadece sanatçı ve kumar masaları paylaşılıyor. Oysa o kadar güzel
oteller, o kadar güzel doğal detayları var ki… Ama vizyon eksiği çok.
Türkiye’de bile on yıl öncesine kadar bu bilinmiyordu. Bizim bu
bağlamda stratejik danışmanlık yaptığımız oteller de var. Elbette her
otelde sanatçı var, eğlence var. Ama otel tanıtımında bunlar öne
çıkarılmıyor. Doğa daha çok değer görüyor.”
“Hayatı global düşünmek lazım”
Son bir yıldır bir de YouTube kanalı kuran Alp Galip, bu tip
içerikler üretirken evrensel düşünmenin önemine değiniyor.
“Benim bu kanal ile izleyicilerim daha çok İngiltere, Amerika ve
Kanada’dan. Aslında bu kanalı kurmakta çok geç kaldım. Çok önemli bir
platform. Seslendirmeleri yapay zeka ile yapıyoruz. Hayatımı çok
kolaylaştırdı, algoritma çok farklı çalışıyor. Orijinal İngilizce aksanı ile
abonelerim adeta fırladı. Hayatı global düşünmek gerek. Sadece Türkçe
içerik üretmek yetmiyor. Çünkü Türkiye YouTube gelir elde etme
bağlamında çok alt sıralarda. Afrika ülkeleri seviyesinde. Çünkü reklam
gelirleri düşük ve ekonomi kötü durumda. O nedenle dünyaya seslenmek
lazım. Bir milyon Türk’e hitap edeceğinize, on milyon yabancıya hitap
etmek daha çok gelir getiriyor. En çok gelir getiren ülkeler diye de bir
şey var. Bu ülkelere reklam verip kitle kazanmak lazım. YouTube’da
kullandığınız kelimeler bile çok önemlidir. Kullandığınız kelimelere göre
size kitle yaratır.”
“Bazı ülkeler bizi cumhurbaşkanı gibi karşıladı”
Bu tip içerikler üreten pek çok kişi olmasına rağmen, neyin onları
başka içerik üreticilerinden farklı kılmış olabileceğini de
konuşuyoruz.
“Sektörde ilk farkımız iki kardeş olmamız. Uyumlu çalışmamız. Davet
aldığımız yerlerde hiçbir kaprisimizin olmayışı. Oysa katıldığımız
etkinliklerde çok kaprisli insanlar da oluyor. Sri Lanka bizi üçüncü kez
davet etti. Bizim kadar onlar da orada bulunmamaızdan keyif alıyor.
Sorun çıkarmıyoruz, ortaya iyi içerikler çıkarıyoruz. Bize en iyisini
yaşatıp, bizim de en iyisini ortaya çıkarmamız sağlanıyor. Bazı ülkeler
bizi cumhurbaşkanı gibi karşıladı. Özbekistan’da influencer kongresi
tam da öyleydi. Gittiğimiz her şehirde, tören ve gösterilerle karşılandık.
Cumhurbaşkanı ile de tanışmıştık. Çok vizyoner bir başkandı. Tüm
katılımcılarla fotoğraf da çekmişti. Dünyada büyük yankı
uyandırmıştık.”